"Bedensel
dinginliği yaşayıp zihinsel uçuşa geçmek için oturmak şart şu hayatta, hem
zaten burası oturarak kazananların dünyası, hep oturanlar yönlendirmiştir şu
dünyayı, oturan insan mutludur, ayaktayken zaman geçmez çünkü. Ayaktayken
birçok şey dikkatten kaçar ve daha da kötüsü çok dikkat çekersin, nazar işte
burada var olmuştur. Oturan insanların
gözleri nazarla dolmuş, ayakta duran insanların cam gibi kırılmasına sebep
olmuştur. Unutma bunu, ayaktakiler kem gözlerin daima hedef tahtasıdır. Şimdi sende inandıysan hikayeme, çek şu
sandalyeyi ve gel otur yanıma, dizlerini dizlerime değdir. Kulaklarına
fısıldayacağım sözler seni koruyacaktır nazardan, inan bana. Birinin nazarı değmeden,
cam gibi bin bir parçaya bölünmeden, otur çabuk yanıma" dedim.
Gözlerimin
içine bakarak hikayemi akıl süzgecinden geçirdi, tek kaşını kaldırdı, dizlerini
kırdı ve yavaşça yanıma oturdu.
Kızıl
saçları dolandı gözlerime,
beyaz teni
aklımı başımdan aldı.
Sonrasında
koşarak uzaklaştı yanımdan,
bir fanus
dolusu balığı,
yemlemeyi
unutmuş gibi..