16 Ekim 2012 Salı

fanus 2


“Sen ahtapotun kalan son kolu, mekandan ayrılırken içilen rakı bardağında ki bira, buzdolabında kalan son zeytin, yıkanması gereken tek beyaz, düşerken gökten, takılması gereken tek paraşüt, ölmeden önceki son sözssün . Tanrının ıslığıdır sesin, saçların balıkçıların en değerli ağı, ayak parmaklarınsa balıkları çılgına çeviren,  hazinemsin.”

dedim.

“ne güzeldir ”

dedi.

“ne güzeldir?”

dedim.

“bir fanusun içinde sevdiğinle birlikte yüzmek”

dedi.

7 Ekim 2012 Pazar

fanus


tost makinasıyla ısıtılan bir gezegenin esmer çocukları, kum tanelerini saymakla yükümlüydü.
bazıları kıyıya vuran dalgaları, bazıları ise aklı karışıkları saydı.

ve ben onun kızıl saçlarının,
her bir tanesine bağladım uçurtmaları.

aklım kızıl,
gökyüzü kızıl..